Blokzincir Teknolojisinin Kökenleri: Zaman Damgasından Bitcoin'e
Disclaimer: All opinions of the author are their own
Herkese merhabaalar, öncelikle haftalık blog dizisine başlama haberimi vererek ikinci blog yazıma devam etmek istiyorum. Blok zincir teknolojisinin etkilediği sektörler, diğer yazımda da bahsettiğim gibi dünya için henüz yeni bir trend gibi görünse de, çok hızlı geliştiği ve ilerlediği için her geçen gün bir çok yenilikçi kavramlarla karşımıza çıkmaya devam ediyor. Peki blok zincir hangi aşamalardan geçerek bugünkü haline geldi? Hangi sosyal, siyasal ve ekonomik olaylar blok zincir teknolojisini etkiledi?
Biliyorsunuz ki 'blok zincir' dünyamıza 2000'lerden sonra giren bir kavram olarak kabul edilmektedir. Blok zincirin ve kripto paraların finansal dünya ile arasındaki güçlü bağlantı, '2008 Mortgage Krizi' ile başlamıştır diyebiliriz. Hatırlarsanız, 2008 yılında ABD'de başlayan ve tüm dünya ekonomisini sarsan bir kriz yaşandı. Mortgage piyasasındaki sorunlar, başta ABD olmak üzere finansal piyasalarda geniş çaplı bir çöküşe yol açtı. Bankalar, yüksek riskli 'subprime mortgage' kredilerini sattıktan sonra, bu kredilere dayalı finansal ürünlerin değeri düşmeye başladı ve kriz tüm dünyaya domino etkisiyle büyük bir hızda yayıldı.
Sonrasında bu kriz, birçok finansal kurumu iflasın eşiğine getirdi ve ekonomik durgunluğa neden oldu. Hükümetler, finansal sistemleri desteklemek ve ekonomik toparlanmayı teşvik etmek için büyük miktarda mali destek sağlamak zorunda kaldılar. Ancak, kriz sonrası güven kaybı özellikle doğrudan etkilenen toplumlarda belirgin hale geldi. Yaşanan olaylar nedeniyle toplum fertleri, geleneksel banka sistemine ve merkezi otoritelere olan güvenini kaybetmişti. Dar gelirli bireyler, birikimlerinin zarar görmesinden dolayı merkezi yönetimi suçladı ve bu güven kaybıyla mevcut finansal sistemlerden yeniden kredi almak istemedi.
İŞte tam da bu noktada, 'kripto para' olarak adlandırılan yeni bir finansman aracı sahneye çıktı. Dark web olarak belirtilen internetin gölge yanı, 2008 krizi sonrası daha çok kendine göstermeye başladı ve merkezi otoritelerin kontrolünden uzaklaşma ve geleneksel finans sistemine duyulan güvensizlikle birlikte bu yenilikçi teknoloji ve finansal varlık sınıfının gelişmesi hızlandı. Aslında birçok önemli ekonomi yönetimin de zaman zaman vurguladığı üzere; geleneksel yöntemlerle çalışan banka sistemleri ve hükümetler artık yeni düzeni sağlamada cevap veremez noktaya gelmişlerdi. Buna gerçek bir 'finansal yeniden yapılanma' da diyebiliriz. Toplumların artık merkezi bir yapıya duydukları güvensizlik, yeni bir ekonomik düzen arayışının sembolü olarak kripto paraları görmelerini teşvik etti. Artık kripto paralar tüm dünyada; merkezi bir otorite olmaksızın çalışan, şifreleme teknikleriyle güvence altına alınan dijital para birimleri olarak kabul görmektedir.
Zaman ilerledikçe kripto paraların benzersiz özellikleri, yani merkezi olmayan yapıları ve sınırlı arzları, onları geleneksel banka ve finans kurumlarına bağımlı olmayan bir ödeme ve değer saklama aracı olarak öne çıkardı. Devletlere bağlı olmayan, merkeziyetsiz bir ekonomik düzen oluşturma arzusuyla, dünya genelinden birçok fikir geliştirici kripto para teknolojisine yatırım yaptı ve yeni çözümler geliştirdi. Günümüzde geliştirmeye de devam ediyorlar.
Bu finansal devrimin bir şekilde sonlanacağı düşünülürken; 2010'lu yıllardan itibaren, kripto paralar ekonomik dünyanın önemli bir parçası haline geldi. Ancak, konuyla ilgili olarak hala birçok tartışma ve belirsizliğin olduğunu da kabul etmek gerekir. Günümüzde kimilerli için kripto paralar geleceğin para birimi olarak görülürken, diğerleri için riskli bir yatırım aracı olarak soru işaretlerinin ortasında kalıyor. Bunun en önemli sebebi de; kripto paraların sahip oldukları merkeziyetsiz yapı en önemli sorun olarak güvenlik problemlerini ortaya çıkartabilmesidir.
Ancak itiraf etmeliyiz ki bu yeni finansal sistem yapıları tüm dünyada denenmeye başlanmıştır Yani revolution, renovation ihtiyacı duymuştur. Türkiye'de bu yeniliği sağlayan örneklerden biri de TerraMirum; paradigmayı değiştirme amacıyla finansal sistemi daha şeffaf, katılımcı, düşük maliyetli, zaman avantajlı ve demokratik bir hale getirme hedefiyle inovatif bir yaklaşım sunuyor.
Güçlü bir proje olarak geliştirilen TerraMirum, yatırımcılara katılım ve kontrol sağlayarak, finansal sistemi daha şeffaf bir hale getiriyor. Aynı zamanda, merkezi denetim ile yatırımcıların güvenliğini sağlamayı amaçlıyor. Bu dengeli yaklaşım, hem yatırımcıların özgürlüğünü arttırıyor hem de sistemin sağlıklı ve güvenilir işlemesini sağlıyor.
Söz konusu MIRUM projesi, finansal dünyada bir devrim niteliği taşıyor. Çünkü merkezi (centralized) ve merkeziyetsiz (decentralized) iki farklı yapı içinde yarı-decentralized bir yapı kuruyor. TerraMirum'un sunduğu bir inovatif çözüm, hem bireysel yatırımcıların hem de geniş kitlelerin finansal sisteme katılımını artırarak, daha adil bir ekonomik yapı oluşturmayı hedefliyor. Bu sayede, finansal sistemin güvenilirliği ve şeffaflığı artarken, yatırımcılar da daha fazla kontrol ve güven duygusuyla hareket edebilecekleri bir ortama kavuşmaları planlanmaktadır.
Toparlayacak olursak, 2008 Mortgage Krizi'nin ardından kripto paraların yükselişi, finansal dünyada beklenmedik bir devrim niteliğinde oldu. Özetle merkezi olmayan yapıları ve güvenli şifreleme teknikleriyle kripto paralar; gelecekte finansal düzenin nasıl şekilleneceğine dair heyecan verici ve bilmediğimiz bir dünyanın tasvirlerini sunuyor. Bunun için TerraMirum gibi yenilikçi projelerle bu sınırları olmayan dünyaya geçişte adım adım ilerlemenin, dünyadaki tüm toplumlar için çok daha etkili bir uyum sürecini etkin kılacağı düşünülmektedir.
İncelemek isterseniz: www.terramirum.com
Hiç yorum yok: